Bazı müsabakalarda gördüğüm hareketler ne spor ahlakına ne de yöneticilik anlayışına sığmıyor.
Oysa 2009-2010 sezonunun başlaması ile sporseverlerin merakla beklediği amatör liglerin, kulüplerimize yeni bir heyecan getirerek yönetici, antrenör, sporcu ve taraftarları ile bütünleştirip, maçları izleyenlere hoşça vakit geçirmelerini temenni etmiştik. Biliniyor ki bir müsabakanın oynanabilmesi ve skorun tescil edilebilmesi için minimum ölçülere sahip nizami sahada, iki takımın en az 9 kişi ile kadroları, bir yöneticisi ve antrenörü ile hazır bulunması yanında, en önemlisi F.M.T.(Futbol Müsabaka Talimatı) kurallarını uygulamak üzere maçı yönetecek hakemlerin olması şarttır.
T.F.F. tarafından hazırlanan F.M.T. müsabakaların tarafsız bir anlayış ile yönetilip, kurallara uygun olarak oynatılması, futbolu göze hoş gelen bir sistemde izletebilmek ve de gençliği özendirerek yaygınlaşmasını sağlamaktır.
Bu düşünce ile konmuş kurallara rağmen.
Yöneticilerimiz; müsabakalara geldiğinde takımına sahip ve de onların her türlü güvenliğini sağlaması gerekirken, ya taraftar gibi ağzına geleni haykırıyor, ya da saldırgan bir tavır sergiliyor, bazıları da maçlara dahi gelmeyerek görevini ihmal edip, takımını başıboş bırakıyor.
Antrenörlerimiz; futbolcusunun ve takımının noksanlarını maç içinde izleyerek tespit edip, buna göre oyuncularına telkinde bulunup, müsabakanın en sağlıklı bir şekilde bitmesine katkı sunmak yerine, agresif hareketlerle hakemlere ve sporculara gösterdiği tepkiler, futbolun çirkinleşmesine yol açtığı gibi izleyenleri de strese sokmaktadır.
Olmazsa olmaz hakemlerimiz; yukarıda belirtmeye çalıştığım istenmeyen olaylardan etkilenmeden müsabakayı F.M.T. kuralları içinde tarafsız, tam bir hakem gibi yöneterek en adil bir şekilde maçın bitirilmesinden sorumlu olması gerekirken, kimileri hakemliği unutup adeta ceza hakimi edasıyla sporcular üzerinde egemenlik kurup, futbolcunun stresini, yorgunluğunu hiç dikkate almadan, hatta bazen ters ifadelerle tahrik ederek, kart görmelerine vesile olmaktadırlar.
Bu gibi durumlarda kendini bilmeyen yönetici ve antrenörler de çileden çıkarak taraftarlarını da galeyana getirip, müsabakaların bütün güzelliğini bozmaktadırlar.
Örneğin:
1- 10 Ekim 2009 tarihinde oynanan Ömerli-İmes U-17 alt yapı müsabakasında hakem bir taraftan 8 bir taraftan 6 futbolcuya kırmızı kart göstererek maçı yarıda tatil ediyor.
2- 11 Ekim 2009 tarihinde oynanan Altınordu – Sapanbağları maçında müsabaka sonrası her iki takımın futbolcuları birbirlerine girmesine karşılık, maçın hakemi olaylara şahit olmamak adına süratle odasına koşuyor ve raporuna hiçbir şey yazmıyor.
3- Olayların nedenini araştırdığımızda her iki müsabakada olumsuzlukları yaratanların başında yönetici, antrenör ve hoşgörü göstermeyen hakemlerimizi görmekteyiz.
Ancak; Ne olursa olsun sporda hiç kimse muhataplara çirkin söz söyleyip saldırıda bulunamazlar, herkesin istemeden hata yapabileceğini düşünerek olayları iyi niyetle karşılayıp fair play anlayışı içinde olmaları gerekir.
Diliyor ve temenni ediyorum ki amatör futbolda bu gibi olumsuzlukları yaratan tüm yetkililerin, bundan böyle sağduyulu davranarak görevinin bilici içinde kulüplere ve sporcuya katkı sağlamalarıdır.
Kendine ve görevine saygı duyarak vazifesini en iyi şekilde yapan yönetici, antrenör ve hakemleri tenzi ederken, çalışmalarında başarılar diler saygılar sunarım.
© İstanbulolay.com - İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.
can alıcı noktalara temas ederek gercekleri yazmanız memnuniyet verici malesef sporu kahve köşelerinde veya sahalarda bilircesine tarif edenler dahi konuşurken bile karşısındakiyle kavga ediyor insanımız bu. sahalarda görmek istemediğimiz kötü olayları başlatanlar genelde sporun ne olduğunu bilmeyen yöneticilerle antrenör olduklarını zanneden kılık kıyafeti dahi düzgün olmayan kişilerdir. isterimki bu yazınızı okuyarak birşeyler kapmaları
yonetıcı antrenor ve hakemlerle ılglı dusuncelerınıze katılmamak ıcten degıl..saptadıgınız bu sorunlar her hafta sahalarımızda yasanmakta.hakemlerımız sporcuların o ankı fızıksel durumlarını hıce sayıp o bıcak sırtı dengeyı ıyı koruyamamaktadırlar.
sayın başkanım bir önemli konuya daha değindiğiniz için size teşekkür ederim. herkes kendi üzerine düşen görevi yerine getirmeye çalışsa sahalarda bu tür olaylar daha az yaşanır.tff artık antrenör kurslarını ve seminerlerini uefa standartlarına göre yapıyor.yöneticilere (özellikle amatör takım için) ne gibi çalışmalar yapılıyor ?daha doğrusu yapılıyormu ?bence spor yöneticilerinede konuyla ilgili kurs ,seminer verilmeli;gitmeyene yada eğitimden geçemeyene sahaya giriş kartı çıkartılmamalı.ayrıca hakemlerimizinde aynı antrenörler gibi eğitimleri uefa standartlarında olmalı ki maçları daha sağlıklı yönetebilsinler.hiç futbol oynamamış 7 gün kurs görüp müsabakaya çıkan hakemlerimizin olduğunu hepimiz biliyoruz.sonuç olarak futbol sahasının içinde olan herkesin iyi niyetle işini yapan,fair play kurallarını uygulayan,skora değil spora odaklanan kişiler olmasını temenni ediyor size tekrar teşekkür ediyorum.