Atatürkçü Düşünce Derneği Maltepe Şubesi Eski Başkanı ve Maltepe’nin tecrübeli siyasetçilerinden Dursun Ali Toraman Türkiye’de son günlerde yaşanan olayları, gündemi değerlendirirken, Ulu Önder Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde Ata’yı saygıyla andı.
SOROSUN DEĞİL,TOROSUN ÇOCUKLARI KAZANACAK
10 Kasım, Büyük Önderin her canlı gibi, bedenini toprağa verdiği günün yıl dönümüdür. Dünyanın en büyük devrimcisini saygı ve sevgiyle anıyorum.
Mustafa Kemal ATATÜRK, sadece bedenen aramızdan ayrılmıştır.
Anadolu coğrafyasında emperyalizmin yenilgiye uğratılmasından sonra, hem emperyalistlere karşı kazanılan ilk zafer hem de ekilen devrim tohumları mazlum milletlere umut ve rehber olmuştur. Bu umut, emperyalistler için de korkunun tarihteki miladı durumundadır.
Tarih sayfasında bu kadar önemli bir yeri olan Atatürk için, 10 Kasımlarda gözyaşı dökülmesi, üzüntü içerisinde olunması, Onun ölümsüz biri olduğunun göz ardı edilmesi demektir. Büyük Önder ölmemiştir. Eğer ölmüş olsaydı, milyonlarca insan onun devrimlerine ve ilkelerine sahip çıkmak için alanlara inmezdi. Bu tablo, ancak ölümsüzlerin yaratabileceği bir tablodur.
29 EKİM ve BARİKATLAR
68 Kuşağının efsane isimlerinden Deniz Gezmiş, mahkemede yapmış olduğu, Biz 50 sene evvel Kurtuluş Savaşı vermiş bir ülkenin çocukları olarak Kurtuluş Savaşı’nın gerçek tahlilini yapmaya her zaman için muktediriz. Biz yine çok iyi biliriz ki Türkiye Kurtuluş Savaşı’nı yapmak için Samsun’a çıkanlara İstanbul örfi idaresince ve mahkemelerince idam cezası verilmiştir.
Ve yine bilmekteyiz ki, Osmanlı İmparatorluğu yüzlerce generalinden ancak birkaç tanesi Kurtuluş Savaşı’na iştirak etmiştir. Ve yine bilmekteyiz ki Kurtuluş Savaşı yapıldığı sırada İstanbul’da bulunanlar bunları yapanlara eşkıya demiştir. şeklindeki savunması, devrimcilerin aradan kaç yıl, kaç kuşak geçerse geçsin aynı yolda yürüdüklerini göstermiştir. Onlar, bu düşüncelerinden dolayı idam edildiler.
Peki, ya bugün?
Bugün de Mustafa Kemal ATATÜRKün devrimlerine sahip çıkanlara illegal örgüt deniliyor. En büyük bayramını kutlamak için bir araya gelen halka, barikatlar kuruluyor, şiddet kullanılıyor, tazyikli su sıkılıyor ve gaz bombası atılıyor. Bir yurttaş olarak bu resme bakarken, emperyalistlerin ve onun yerli işbirlikçilerinin eteklerinin tutuştuğunu, İkinci Kurtuluş Savaşının başladığını görüyorum. Bu İkinci Kurtuluş Savaşı topla-tüfekle değil akıl ve tam bağımsızlığı ilke edinmekle kazanılacaktır.
İşimiz, ölmek veya öldürmek değil, yaşamak ve yaşatmaktır, katil emperyalizme inat! Tek ihtiyacımız, Mustafa Kemalin mirası olan namus ve yurtseverliktir. Bu ülkeyi yurtseverler kurdu; içine düştüğü durumdan yine onlar kurtaracaktır.
Yurtsever halkın hedefi, Amerikan emperyalizmi ve onun yerli işbirlikçileridir. Milyonlarca metrekare vatan toprağı yabancılara satılmış, emperyalist askerlere yüzlerce üs kullanım alanı olarak bırakılmış olan ülkemizde, mili bütünlük ve bağımsızlıktan kimse bahsedemez. Obamanın beyzbol sopalı resmi, ülkemizin idari konumuna bir izahattır.
10 KASIM BİR OLMAKTIR
Büyük Önderin manevi huzuruna bir olarak çıkılma zorunluluğu doğmuştur. İşgale ve yerli işbirlikçilere karşı, hiçbir ayrım gözetmeksizin tek vücut olup, Gençliğe Hitabeyi ve Bursa Nutkundaki görevlerimizi hatırlayıp, Sorosun çocuklarına karşı Torosun çocukları olarak, Cumhuriyetin kazanımlarını yeniden tesis etmek ve yaşatmak için, Cumhuriyetin bekçisi değil, sahibi ve devrimcisi olduğumuz haykırma zamanıdır.
Dursun Ali TORAMAN
© İstanbulolay.com - İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.
anadolu deseeen daha dogru olmazmı?
Değerli Başkanım, çok isabetli tespitlerde bulunmuşsunuz. Siyasetteki başarınızın devamını dilerim.
Konu açılmışken so SOROS hakkında bildiklerimiz yazalım arkadaşlar.Yazalımki kimlere hizmet ediyoruz müslüman diye belki saf vatandaşlarımız biraz aydınlanır
Soros; çeşitli ülkelerde,iktidar yapacağı partiye,ülkelerin fabrikalarını satın alarak, kazandığı parayı kurduğu vakıflar aracılığı ile finansman sağlayarak turuncu devrim adı verilen, yönetim değişikliğini yapan simsarı…Bizim ülkemizde de hatırı sayılır yatırımları vardır…Mesela;Sırma Yağ….
toros diye bir araba markası vardı bi zaman
PEKİ BU ABDESTLİ KAPİTALİSTLER NEREDEN ÇIKTI ?
Öyle ki, Kapitalizm ile taban tabana zıt olan, ortaklaşacı ve paylaşımcı bir düzen öngören Kuran’dan, nasıl oldu da kapitalizm çıkardılar ?
Kuran bu tezatı tanımlamak için kilit bir kavram kullanıyor; ‘’münafık.’’
Belirttiğim gibi ‘’infak, yani malını dağıtmak’’ ne-fe-ka kökünden gelir, münafık ise, en-fe-ka kökünden… Köken olarak karşıt konumlanan bu iki kavramdan biri malını dağıtmak, ötekisi ise; malını vermediği halde, Müslümanlık iddiasında olmak manasındadır.
Münafıklık faaliyetleri, Kuran’ın mesajını tersyüz edip, dini ‘’şekli unsurları ön plana çıkartmak sureti ile’’ pusu kurma aracı haline getirme mesleğidir.
Tarihte bu işi yapmış olan ihanet odaklarından biri olan Muaviye için şöyle söylenir;
Muaviye, Hz. Peygamber tarafından hem kendisi hem de babası lanetlenmiş bir adamdı. Allah’ın kullarını havel, Müslümanların mallarını düvel, Allah’ın gönderdiği dini değel yaptı. Sonra da yok olup gitti… (el-Beyan vet-Tebyin; 2/123)
ZAMANIN RUHU
Yeni çıkan kitabım ‘’Abdestli Kapitalizm’’i bulamadığını söyleyenlerin mailleri ile dolup taşan mail kutum bana ‘’demokrasinin gücünü gösteriyor.’’
Çarkına çomak sokulanların demokrasisi ile, memur Rıza’nın demokrasisi aynı değil.
Küreselci elitler, ortaçağ’da olduğu gibi ‘’kilise ile işbirliği yapıyor. ‘’Müslüman kılıklı papazların’’ dilinden dökülen teranelere aldanan insanımız ise; bu büyük palavra etrafından kümelenerek kendi sonunu hazırlıyor…
Kapitalizme abdest aldıranların ürettiği yeni sınıfa baktığımızda durumun ne kadar vahim olduğunu görüyoruz.
Yüzlerce dolar verilerek alınan türbanlar ile örtülen başlar, lüks jipler, gösterişli malikaneler…
Kuran’ın ruhu ile tamamen zıt konumlanan bu ‘’kenzolar’’, kendilerini dindar, kendileri gibi olmayanı dinsiz ilan ediyorlar…
Efendim neymiş, mallarının 1/40’ını zekat olarak verince, iş tamam oluyormuş.
Allah 1/40’cıları sert bir dille eleştirir;
Malının az bir kısmını verip, gerisine cimrice sarılır (Necm Suresi 34. ayet)
Bu ayetin iniş nedenlerine bakarsanız (Esbab’ı Nüzul), Velid ibni Muğile adlı müşriğin 1/40 oranında zekat verdiğini görürsünüz…
Kaldı ki, bu müşriklerin tamamı; Allah’a inanan, namaz kılan, 1/40 zekat veren kimseler idi. (Bkz. Kuran ve Sünnette ibadet tarihi – Yaşar Soyadlı /Diyanet Vakfı – İslam öncesi İbadetler )
PEKİ SORUN NE İDİ ?
Zamanın sorunu, bugünün sorunlarından farksızdı. Üst sınıf ve alt sınıf arasındaki uçurum, zenginliğini arttırmak için türlü entrikalar üreten elitler, açlık ve sefaletin tabana yayılması, işsizlik ve güvensizlik…
Muaviye tarafından mızrak ucuna takılan Kuran’ı bugüne getirirseniz, bu ‘’küreselci ulemanın’’ karşısında duran bir kitap olduğunu göreceksiniz. Kuran, o günün ‘’ruhban sınıfına’’ nasıl haykırmışsa; bugünün kenzolarına da haykırmaktadır!
Nefesim yettikçe, bu gerçekleri anlatmaya devam edeceğim. Yeni kitabım ‘’Abdestli Kapitalizm’’de de nitelikli bilgiler bulacağınızı düşünüyorum.
Eren Erdem
Havel, kelime anlamı itibari ile ‘’köleleştirmek’’, düvel; halkın malını gasp ederek saltanat kurmak, değel ise; bir değeri ya da bir kurumu pusu kurma aracı haline getirmek manasına gelir…
AKP LİLERİN İÇİNDE GERÇEK MÜSLÜMAN HERHALDE YÜZDE YİRMİBEŞ CİVARINDA..
AŞAĞIDAKİ YAZIDA YÜZDE YETMİŞBEŞ ORANI KAPSAYAN AKP LİLERE BİRAZ DİN DERSİ MEVCUT.HANİ ALLAH ,ALLAH DİYORSUNUZ YA..HANİ PEYGAMBERİ TAMAMEN UNUTTUNUZ YA.ÇÜNKÜ SİZLERE PEYGAMBERİMİZ UNUTTURULDU.NEDENMİ? ÇÜNKÜ SİZE AMERİKADA YENİ PEYGAMBER HAZIRLANIYOR SENELERDİR.
MÜSLÜMAN GÖRÜNÜMLÜ,YAHUDİ-AVENJELİST BİR PEYGAMBER..
İLKELERİ;
-HEDEFE ULAŞMAK İÇİN HERYOL MÜBAHTIR.
-PARANIN RENGİ IRKI MODELİ OLMAZ.ÜSTÜ KAPALI VERİLEN MESAJ PARANIN HARAM HELALİ OLMAZ.PARA PARADIR.
VS.VS
ŞİMDİ UNUTTUĞUNUZ KURAN’DAN HATIRLATMALAR VERELİM.HANGİSİ SİZİN MAKBUL DÜŞÜNÜN AZICIK..YORUN BİRAZ KAFACIKLARINIZI..
“Bir koyun sürüsü üzerine salıverilen
iki aç kurdun o sürüye zararı,
kişinin mal ve makam hırsının
dinine verdiği zarardan
daha fazla değildir.”
Dârimî, Rıkak: 21)
11 Eylül sonrası, Küresel Emperyalizmin temel stratejileri değişti. Göze çarpan en belirgin değişiklik; bölgesel işgalin tamamlanması ve akabinde ‘’Küreselleşme sürecine entegrasyon’’ için konumlandırılacak ‘’yeni sınıfın yapısal durumu’’ idi…
Abdestli Kapitalizm dediğimiz bu yeni sınıf, bambaşka bir dini ‘’İslam’’ adı altında dayattı. Hele ki Allah elçisinin en nefret ettiği unsurları kutsayarak hayata geçirilen bu şirk dini, Küresel ruhbanların, yerel ruhbanlarla ‘’ortaklaşa yürüttüğü bir operasyon’’ ile şekillendi…
Bu yeni din, Allah ve Resulüne ihanetin en ileri eylemlerini hayata geçirdiler…
KENZ VÜCUDA GİRDİ
Kuran’ın temel meselesi olan ‘’kenz ve infak’’, programlı biçimde ‘’unutturuldu.’’ Mal istiflemek manasına gelen kenz kavramı, adeta terminolojiden çıkartıldı. Üstelik Kuran’ın şu ayetine rağmen;
Ey iman edenler, din adamları; halkın mallarını kenz ederek/biriktirerek haksız yolla yerler ve bu yolla insanları Allah yolundan alıkoyarlar(insanlara dinin gerçeğini anlatmazlar.) Altın ve gümüşü kenz edip, Allah yolunda harcamayanlara elim bir azap müjdele!
Ve o gün, kenz ettikleri altın ve gümüşler eritilip, onunla; yanları, böğürleri, sırtları dağlanacak ve onlara; tadın işte, nefsiniz için kenz ettikleriniz. Denilecek. (Tevbe suresi 34-35. ayetler)
Ve akabinde Allah Elçisi diyor ki;
“Her ümmetin bir fitnesi vardır, benim ümmetimin fitnesi ise maldır.” ( Fiten: 18)
“Ademoğlunun iki vadi dolu altını olsa üçüncü vadinin de kendisinin olmasını ister. Ne var ki insan oğlunun ağzını ancak toprak doldurur. Yine de Allah tevbe edenin tevbesini kabul eder.” (Müslim, Zekat: 39; Dârimî, Rıkak: 62)
“Fakirler Cennete zenginlerden beşyüz yıl yani yarım gün önce gireceklerdir.” (İbn Mâce, Zühd: 6)
Hele ki Kur’an a göre;
Sana neyi infak edeceklerini/dağıtacaklarını soruyorlar; de ki ‘’ihtiyacınızdan artanın tamamını’’ (Bakara Suresi 219. ayet)
Ve Peygamber devam ediyor;
“Adem oğlunun şunlardan başka şeylerde hakkı yoktur: Oturacağı bir ev, vücudunu örtecek bir elbise, ekmek ve su.” (Dârimî, Rıkak: 10)
“Ey Ademoğlu sen ihtiyaçtan fazlasını infak edip dağıtırsan senin için bu hayırlıdır. Eğer biriktirir ve elinde tutarsan senin için bu zararlıdır. Geçinecek kadarını biriktirmenden dolayı kınanmazsın sen harcamaya önce geçimini üzerine aldığın kimselerden başla veren el alan elden daima üstündür…” (Müslim, Zekat: 32)
“Dinar’a ve dirheme(PARAYA) kulluk yapanlara lanet edilmiştir.” (İbn Mâce, Zühd: 8)
Bugünün dindarlığı; Küresel şebekenin sosyo-politik söylemlerine eklemlenme hali olarak algılanmaktadır. Pensiylvanya’dan verilen fetvalarca kirlenmiş zihinler, dindarlık adına ‘’dinsizliğe’’ saplanmakta, bu oyundan; bir avuç küreselci kapitalist nemalanmaktadır…
Unutmamalı, bugün bu topraklarda Allah adına konuşmayı meslek edinenlerin kullandığı jargon ve terimler; bizzat ‘’George Soros’’ tarafından insanlığa dayatılan ‘’açık toplum’’ düşüncesinin ürünü pozisyonundadır. Bu görüşe göre; Allah elçisi Muhammed(a.s.) bile kapalı toplumun kalesidir. Çünkü; liberalizme karşı duran, kapitalizme eklemlenmekte direnen her unsur, anti-demokratiktir.
Halbuki özgürlük ve demokrasiden bahsedenler; klik ve saplantılardan kurtulursa; gerçek özgürlüğün, anti-emperyalist değerlere hücum etmek olmadığını, insanı köleleştiren yegane olgunun ‘’mülk, servet ve sermaye’’ olduğunu göreceklerdir.