Maltepe’nin tanınmış işadamlarından Erkan Hacısalihoğlu Ak Parti İstanbul 1. Bölge Aday Adayları için yapılan Teşkilat Temayül yoklamasında 318 aday adayı arasında 705 oy alarak 17. sıraya yerleşti.
Maltepe’de Ak Parti İstanbul 1.Bölge Aday Adaylığı için müracaat eden Maltepe’li tüm adaylardan en yüksek oyu alan Erkan Hacısalihoğlu artık Maltepe’yi temsil edecek.
Kendisi ile görüştüğümüz Erkan Hacısalihoğlu ”Ak Parti teşkilatlarının ilk 17 içerisinde gösterdiği bir aday olmaktan ve bana gösterilen ilgiden dolayı müteşekkirim.
Temayül yoklamasına katılarak teşkilatın fikrini sandığa yansıtan tüm teşkilatın dava ve yol arkadaşlarıma teşekkürler ediyorum.
Aday adaylığı yolculuğumuzu Maltepe için adaylığa dönüştürme gayreti içerisindeyiz. Bundan sonrası parti büyüklerimizin taktiridir. Allah’tan neticenin partimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
© İstanbulolay.com - İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.
Gizlice ittifak görüşmeleri yapan iki parti, seçimlere beraber girme kararı aldı.Tarih :21.03.2011 10:56
Okunma:2381
Yorum Sayısı:13
Gizlice ittifak görüşmeleri yapan iki parti, seçimlere beraber girme kararı aldı. İşte o partiler ve çatı parti…
Genel seçimlere kısa bir süre kala ittifak görüşmeleri hızlandı. O kadar hızlandı ki, gözlerden uzak el bile sıkışıldı. Seçimlere tek başlarına gireceklerini açıklayan MHP ve DP genel seçimlere beraber girmek için anlaşma yaptılar. Bu o kadar gizli bir anlaşma ki, her iki partinin genel başkan yardımcıları bile henüz bu anlaşmadan haberdar değiller.
Peki, MHP ve DP arasındaki bu çok kozmik beraberlik nasıl sağlandı?
DEMOKRATİK HAREKET GELİYOR!
Milliyetçi kökeniyle bilinen Namık Kemal Zeybek’in DP’nin başına gelmesiyle bir miktar oyların DP gideceğini öngören MHP Lideri Devlet Bahçeli, yakın bir kurmayına, “DP ittifak arayışında, MHP çatısı altında seçime gireceklerse, buna sıcak bakarız” talimatı verdi. Aynı zaman dilimlerinde Saadet partisi ile ittifak görüşmeleri yapan DP’liler de MHP’ye sıcak mesajlar gönderdiler. Bu gelişmeler üzerine DP genel başkan yardımcıları Salih Uzun ve Ahmet Uyanık MHP ile görüşmeye başladılar. Birkaç gündür yoğunlaşan görüşmeler sonucunda dün MHP ve DP ittifak için anlaştılar.
DP SEÇİMLERE MHP ÇATISI ALTINDA GİRECEK
DP’liler, MHP çatısı altında seçime girecekler. İttifak görüşmelerinde Saadet Partisi ve Türkiye Partisi de masaya yatırıldı. Varılan anlaşmaya göre DP’nin MHP ile ittifakı kamuoyuna açıklandıktan sonra Saadet Partisi ve Türkiye Partisi önce kendi aralarında, daha sonra da MHP ile birleşecekler.
MHP ve DP’liler arasındaki anlaşmanın ayrıntıları da oldukça ilginç.
MHP DP’YE 10 MİLLETVEKİLİ VERECEK
DP yetkilileri MHP’den 15 Milletvekili talep ettiler. MHP, 7 Milletvekilinde diretti.
Sayı konusunda tam mutabakat sağlanamayınca, “7-10 arasında bir rakamda uzlaşırız” diyerek bir prensip kararı aldılar. DP’li bir yetkili, “Milletvekili sayısını Saadet Partisi geldiğinde netleştiririz” şeklinde bir öneri sundu.
SP VE TP DE İTTİFAKA GİRECEK
DP en geç 3 gün içinde konuyla ilgili resmi kararını kamuoyuna açıklayacak. DP’nin MHP çatısı altında seçimlere girmesine en yüksek itiraz DP’nin teşkilat başkanı Ahmet Uyanık’dan geldi ama bu konuda yalnız kalınca geri adım atmak zorunda kaldı. Olağanüstü bir gelişme olmazsa DP’liler genel seçimlere MHP çatısı altında girecekler. Son söz elbette liderlerin olacak.
Turktime
ıttıfak haberı dp ve mhp tarafından yalanlandı
AK Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Aday Adayı
Nobel ve Tübitak Bilim Ödülleri sahibi
Prof Dr Ahmet Ruhi MERMUT
Prof. Dr. Ahmet Ruhi MERMUT kimdir?
Bitlis’te doğdu. İlk orta ve lise öğrenimini Bitlis’te tamamladıktan sonra 1961 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesine girdi. 1964 yılında kendi bölümünde Asistan oldu. 1968 yılında doktor, 1974 yılında doçent ve 1979 yılında da Profesör oldu. 1968-71 yılları arasında Hollanda’nın Wageningen kentinde araştırmacı olarak çalıştı. 1982 yılında Kanada Saskatchewan Üniversitesinde öğretim üyesi olarak 22 yıl çalıştı. Şubat 2004 yılında Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesinde öğretim üyesi oldu.
2002 2010 yıları arasında Dünya Toprak Bilimi Kurumu Konsey üyesi ve I. bölüm başkanı oldu. Çalışma alanında dünyanın sayılı bilim adamları arasında yer aldı. Kanada da bulunduğu süre içinde hükümetin gelişmekte olan ülkelere yaptığı yardımlar çerçevesinde engin deneyimler elde etti.
2005 yılında Amerika Toprak İlmi Cemiyeti Uluslararası Toprak Bilimi Ödülü,
2005 yılında TÜBİTAK bilim ödülü,
2005 yılında Amerika Agronomi ödülü,
2004 yılında Amerika Toprak İlmi Cemiyeti Fellow ödülü,
1999 yılında Kanada Toprak Bilimleri Cemiyeti Fellow ödülü aldı.
2004-2007 yılları arasında Güney Kore Toprak Bilimleri Cemiyetine onur üyesi seçildi.
2002-2004 yıllarında Kanada Toprak Bilimleri Cemiyeti Başkanı oldu.
Bildigi yabancı diller: İngilizce (Ana dili gibi), Almanca (iyi), Hollandaca (iyi), Farsça (iyi), Portekizce (iyi), İspanyolca (orta), İtalyanca (orta), Arapça (düşük), Çince (düşük) ayrıca Tüm Orta Asya Türk Şiveleri.
150 den fazla uluslararası dergilerde bilimsel yayın 19 Kitap ve 400 den fazla uluslararası bilimsel toplantıya katıldı. MÜSİAD’ın isteği üzerine 5 yıllık bir çalışma sonucunda “TÜRKİYE’NİN TARIMSAL GÜCÜ ve GELECEĞİ” adlı raporu Aralık 2010 da yayınlandı. Raporun editörü ve 5 bölümün yazarı olarak görev aldı.
Kızıl Çin, Hindistan, Brezilya, İran ve Etiyopya’da dersler verdi, araştırmalar yaptı ve çoğu gelişmekte olan ülkelerden olmak üzere 25 den fazla sayıda bilim adamı yetiştirdi.
Projem Nedir?
Günümüzde Türkiye’nin ihracatının %30’u tarıma dayalı ticaret ve sanayilerce gerçekleştirilmektedir ve Türkiye’ye net döviz kazandıran, yani ticaret açığı verilmeyen sektörler sadece tarıma dayalı sanayi kategorisindedir. Bugün tarım alanında dünyanın en gelişmiş ülkesi olan ABD, aynı zamanda tarım alanında araştırma-geliştirme alanlarında en çok yatırım yapan ve teşvik veren ülke konumundadır. Tarım sektörünün en önemli özelliği dünyadaki tüm ülkeler için stratejik öneme sahip olan gıda güvenliğini sağlamış olmasıdır.
1) Bugüne kadar tarım Türkiye’de yeterince modern bir yatırım alanı olarak ele alınamamış ve sektörün piyasa ve girişimcilik ayakları bir türlü oluşturulamamıştır. Tarımın milli gelir içindeki payı ve kişi başına verim gibi faktörler, büyük bir nimetten gereğince yararlanılamadığını açıkça göstermektedir. Tarımsal potansiyelimiz bilimsel olarak analiz edildiğinde ve bitkisel ve hayvansal üretimle endüstri ve pazarlama hep birlikte ele alındığında tarımın katma değer olarak ekonomimize ve dolayısıyla kalkınmamızda çok büyük itici güç olacağı kesindir.
Her şeyden önce tarımda şu iki ilkenin benimsenmesi şarttır:
a) Tarımsal üretim politikası, esas olarak pazar eğilimleri, sanayici ve tüketici beklentileri ile ekolojik koşullar dikkate alınarak oluşturulmalıdır,
b) Türkiye’de tarımsal üretim düşük maliyetle ve yüksek verimle yapılmalıdır. Özellikle Avrupa Birliği’ne girme arzusu içerisinde olduğumuz bir dönemde bölgemiz, stabil olmayan bir bölge durumdadır. Türkiye’nin ekonomik olarak güçlenmesi Demokratik açılım ve bölge barışı için de son derece önemlidir. Tarımda yüksek bir potansiyel gücümüz var ve bu gücü de çok iyi kullanabilmeliyiz.
Bu ilkeler doğrultusunda “TÜRKİYE’NİN TARIMSAL GÜCÜ ve GELECEĞİ” adlı kitapta yer alan bulgular üzerine yaklaşık %30 nüfusu içinde barındıran ülkemiz tarımının sürdürülebilir bir üretim artışı ile yüksek tarımsal potansiyeline ulaşması projesi temel amacımdır.
2) Kaliteli ve sürdürülebilir gıda üretiminin sağlanması için Türkiye’de Uluslararası bir Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi’nin kurulması için mücadele başlattım. Bu araştırma merkezinde önemli çalışma kollarından birisi de gıda endüstrisi olmalıdır. Bu merkez:
gelişmekte olan ülkeler teknoloji transferinde katalitik bir rol üslenecek,
gıda güvenliği ve sağlığı ve,
Uluslararası teknoloji transferi, eğitim, araştırma ve geliştirme sağlayacaktır.
3) Gıda endüstrisi için gerekli bilgisayar yazılım alanında araştırma merkezlerinde
olanaklar geliştirilecektir,
4) Tarımsal makine endüstrisinin desteklendirilecek ve
5) Analiz ve laboratuar olanaklarının arttırılarak dünyada gerçek anlamda rekabet
sağlanacaktır.
Neden Milletvekili Olmak İstiyor ve Ne Kazandırabilirim?
AB üyelik sürecinde Türkiye’nin tarım sektörünü sadece “uyum” ve hatta “bir yükten kurtulma” perspektifinden değil, kalkınmanın motor güçlerinden biri durumuna getirme açısından aktif sorumluluk alarak ve Dünya Doğal Kaynakları (özellikle TOPRAK ve SU ve güvenli gıda üretimi) üzerinde elde ettiğim engin deneyimlerimi ülkemiz tarımının kalkınmasında kullanmak istiyorum. Tarımın ekonomik güç kazanmasında ve dolayısıyla ülkemiz kalkınmasında çok büyük bir itici güç ve önemi olduğuna inanıyorum.
Temenni ve Sonuç
Dünyadaki son gelişmeler karşısında Türkiye’nin etkin rol alması, bilgi transferi ve deneyimlerin aktarılması ve liderlik yapması bakımından ülkemizde bulunan yüksek tarımsal potansiyele ulaşılması için tam bir hassasiyet gösterilmesi inancını taşımaktayım.